Pandemi ile Değişen Dünya

Pandemi, değişen dünya ve hayatlarımız

Yaklaşık olarak bir aydır hayatımıza giren Kovid19 pandemisi ile hepimizin hayatında ani değişiklikler gelişti. Evde daha çok vakit geçirmeye başladık, önceliklerimiz değişti ve çoğumuz mümkün olduğunca evlerden çalışmaya başladık. Hepimizin düşünce tarzı, davranışları, gündelik hayatı, alışveriş yapış şekli bir anda farklılaştı. Aslında daha önce alışık olup yaptığımız her şey birden değişiverdi, ezberimiz bozuldu.

Bu sürecin ne zaman sonlanacağı şimdilik bilinemiyorsa da, bir kaç tahmin var: Birincisi bir sabah uyandığımızda ilaç tedavisi bulunmuş olacak, hastalık bir anda sona erecek ve biz eski hayatımıza geri döneceğiz. Diğer tahmin ise, hastalığın bir iki yıl boyunca inişli çıkışlı grafiklerle azalarak bitmesi ve bu süreç içinde herkes enfekte olacağından, artık kimsenin hastalıktan etkilenmemesi…

Hobi olarak gelecek konusunda çok meraklı olduğumdan, bu belirsizlikle ilgili öngörüleri olan uzman ve  futuristlerin açıklamalarını okuyup, izledim ve bunları derleyip, yayınlamak istedim. 

Bu süreçte ilk ne değişti dersek, bence insanların öncelikleri değişti. Daha çok evdeyiz ve tedbirliyiz. Güven ihtiyacımız arttı. Birbirimizle olan temasımız azaldı, evde ve dışarıya çıkanlarda hijyen arttı. Artık hepimizin evinde ve çantasında maske, eldiven, dezenfektan ve kolonya var. Evlerde eskisinden daha çok temizlik yapıldığını, duş alındığını ve çamaşır yıkandığını duyuyoruz. Yani hijyen malzemerinin alışverişi, neredeyse yiyecek alışverişi kadar en çok artan maddelerden biri oldu. Ailede yaşlılar varsa, ya hep birlikte karar alıp hiç evden çıkmama kararı aldılar ya da birisi çalışıyorsa ayrı evlerde izole kalarak yaşamaya başladılar. Görüşmeler de çoğunlukla görüntülü telefon üzerinden yapılıyor.
Evde kalma süreci arttığı için, harcamalarda da bir farkındalık oluştu. Tüketicilerin tutum, karar ve davranışları birden değişiverdi. Gereksiz ve lüks tüketim harcamaları neredeyse yarı yarıya düştü, gıda alışverişi ise %59 arttı. Araştırma sırasında her 6 kişiden birinin, gıda ürünlerinin son kullanma tarihlerine eskisi kadar bakmadıkları öğrenilmiştir. Bu da israfın yaklaşık olarak % 7 düşmesi demektir. Tüketicilerin %21’i ise,  bir daha lüks tüketim malları almayacaklarını iletmişler. Bu durum da, büyük ihtimalle bu tarz ürün yapan/satan firmaların ürün sepet ve fiyatlarında değişikliğe gitmelerine ve talebe uygun planlama yapmaya sevk edecektir. 

İnsanlar daha çok evlerinden çalışmaya başladıkları için evlerinde bir odayı ofis haline çevirdiler bile. Bu da zaten bir iki yıldır gözlemlediğimiz azalan ofis talebine paralel olarak  işyeri kiralamalarında azalmaya sebep olabilir. Toplantılar ve eğitimler de çoğunlukla görüntülü olarak bilgisayar, telefon uygulamaları üzerinden yapılıyor. Bu da bu tarz ürün, yazılım ve uygulamaların artacağını gösteriyor. Değişen hayat tarzı nedeniyle evde bakım işlerinin ve ülkemizde artan gıda talebini kendi kendimize karşılayabilmek amacıyla tarım sektöründe yeni düzenlemeler yapılacağını da eklemeliyim.

Bu dönemde bir çok firma artık minimum maliyetle ve iş gücü ile çalışmayı tercih edecektir. Geçtiğimiz haftalarda bir çok firma ya elemanlarını evlerine gönderdi ve zorunlu tatil yaptırıp dönüşümlü çalıştırdı, ya da personele kendi evlerinde çalışma düzeni kurdurdu. Bazı firmalar ise, telefonla ürün satışı için personel alımı yapacaklarını duyurdular. Bu dönemde kargolar ve fırınlar hiç durmadı, en çok çalışan iki sektör olabilirler. Televizyonların etkisi azaldı. Artık neredeyse genç ve orta yaşlı nüfusun çoğu, yeni film/dizi portallarını ya da Youtube’u izliyor. Sanatın çoğu dalı da artık Instagram, Facebook ve Youtube üzerinden izleniyor. Görünen o ki alışveriş portalları, dijital ve teknoloji ağırlıklı reklam/pazarlama yöntemlerine yönelik daha çok çalışma ve iş kolları olacak.

Bu dönemle beraber,  toplumda bireyselliğin ve izolasyonun artacağı tahmin ediliyor. İnsanların daha küçük evlerde tek başlarına yaşamak isteyeceği beklentisi var. Bu nedenle inşaat firmaları daha çok 1+1, 2+1 evler üretebilirler. Ayrıca bir süredir insanların evde kalma süreleri uzadığından, ailelerin daha yeşil, bahçeli, havuzlu evlerde yaşamak istediğini de gözlemliyoruz (İstanbul’da özellikle son haftalarda Boğaz hattı, Beykoz, Çekmeköy, Zekeriyaköy gibi yerlere rağbet olduğunu söylemeliyim). 

Son olarak, bazı ülkelerde hastalık teşhisi ve takibi için yüz tanıma sistemi ve insan vücuduna chip takılması gibi çalışmalar var. Bu uygulamalar şuan ilk aşamada, ama ileri tarihlerde seyahat yapacağımızda, ülkelerin veya kuruluşların bu tarz uygulamaları seyahat edeceklerden “yaptırım” olarak talep edebilecekleri tahmin ediliyor. Digital cüzdan ve para kullanımı da aynı şekilde… Bazı ülkelerdeki mağazalarda, artık kağıt para ve bozuk para kabul edilmiyor. Zaten yıllardır kredi kartına çok güzel bir şekilde alışmıştık. Belki de söylendiği üzere, bir süre sonra cep telefonlarımız yeni cüzdanlarımız olacak. Daha ileride ise vücudumuza takılan chiplerle “super human” (üstün insan:=yarı insan, yarı bilgisayar) olacağız.

Compare listings

Karşılaştırmak